"Ve Eskihisar’lıların (Laodiceans) kilisesinin meleğine yaz; Bu şeyleri söyledi Amen,..." (Vah. 3:14)
<1>Bunlar Saf Bilince meditasyon, yoga egzersizleri veya Mistik Yollarda bilinci yedinci çakraya yükseltmek için öğretilen diğer yollarla erişmeye çalışanlardır, diğer kişileri fazla umursamadan. Onlar kazandıkları ruhani enerjileri Cennetin Hükümdarlığının kurulmasına doğru yöneltmeye çalışmazlar ama bunun yerine yüksek bilince kişisel ve bencilce erişmeye çalışırlar. Saf Bilince toplumdan soyutlama ile erişmeye çalışırlar.
"Ben senin işlerini bilirim ki sen ne soğuk nede sıcaksındır: ben isterdim sen soğuk veya sıcak olasın." (Vah. 3:15)
<2>"Sen ne soğuk ne sıcaksındır": Neden onlar bundan böyle ne soğuk ne sıcaklardır? Onlar bu şekildedirler çünkü onlar dış dünyanın vücutları ve Ruhları üzerinde etkilerinin ruhani güçler (siddhis) aracılığı ile üstesinden gelmişlerdir.
<3>"Ben isterdim sen soğuk veya sıcak olasın." Fakat Yaradan onların "soğuk veya sıcak" olmalarını arzu eder çünkü bu evrenin amacı her şeyi Saf Bilince getirmektir. <4>Bu yüzden bu aşamaya sadece teknikleri ve egzersizleri kullanarak gelenler bu sefillik dünyasına geri gelmeli (soğuk ve sıcak, yüksek ve alçak), diğerlerinin aydınlanma yoluna gelmelerine ve O’nun Hükümdarlığını kurmaya yardım etmelilerdir.
"Bu yüzden o zaman sen ılık olduğundan, ve ne sıcak ne de soğuk, Ben seni ağzımdan dışarı kusacağım." (Vah. 3:16)
<5>Bu şekilde bir kişi yüksek veya Saf Bilince ("ne soğuk nede sıcak") ulaşsa bile, o orada fazla uzun zaman kalmayacak ama tekrar kendinin "Ben"’ini Yaradan’dan ayrı bir varlık olarak geri kazanacaktır çünkü "Ben seni ağzımdan dışarı kusacağım." O orada sonsuza kadar kalamayacaktır, bütün evreni yüksek bilince götürmeye yardım faaliyetleriyle kendini kanıtlayana kadar.
<6>Hakikaten bu parça Yaratılış’ın üçüncü bölümüyle, Yaradan’ın Adem ve Havva’yı cennetten dışarı attığı ve alevler içindeki kılıcını onları hayatın ağacından (Saf Bilinç) uzak tutabilmek için kurduğu zamanla, aynı mesajı verir.
<7>Açıklandığı gibi, bunun sebebi Adem’in hazır olmadan bu bilginin ve hayatın ağacından yemek istemiş olmasıdır. O hala kendinin alçak doğasında idi (Havva).
<8>O da cennete zorla ve evrendeki güçlerin ustası olma aracılığı ile gitme arzusundaydı ("iyinin ve şerrin bilgisinin ağacı").
<9>Onun bahçeden dışarı yollanması gibi, aynı yola girişenlerde "onun ağzından dışarı" atılacaklar veya alevler içinde bir kılıç (Maya) onları cennete (hayatın ağacı) girmekten alı koyacaktır.
"Sen dediğinden dolayı Benim zengin ve eşyalarla fazlalaşmış ve hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve perişan olduğunu ve sefil ve yoksul ve kör ve çıplak bilmeyen:" (Vah. 3:17)
<10>Bilinçte çok yüksek olduklarından bu insanlar kendilerinin diğerlerinden üstün olduklarını, ruhta zengin olduklarını ve hiçbir şeye ihtiyaçları olmadığını düşünürler. Onlar toplumdan soyutlayanlar olurlar ve bu dünyanın hiçbir şey değil ama bir illüzyon olduğunu öğretirler. Yaradan bunu sevmez çünkü onlar bu yüksek bilinçte olmanın gerçek amacını kaybederler. Kabiliyetlerini ve yüksek bilinçlerini Dünya Üzerinde Cennetin Hükümdarlığını getirmek ve diğerlerinin Saf Bilinç olmalarına yardıma kullanmak yerine, diğerlerini toplumdan soyutlamaya götürürler. Bu yüzden Yaradan onları sefil, yoksul, kör ve çıplak yapar.
"Ben sana bana ateşte denenmiş altın alman için nasihat veririm, ki sen zengin olabilesin; ve beyaz giysi sen giydirilebilesin ve senin çıplaklığının utancı gözükmesin ve gözlerini göz merhemiyle yağla ki sen görebilesin." (Vah. 3:18)
<11>Bu sure, "Ben sana bilincin bu çok güzel haline gelmen için yardım ettim sen zengin (ruhta) ve saf (beyaz elbise) olabilesin diye. Sonra sen bu özelliklerle dünyaya yardım edebilesin ve diğerlerine nasıl olunacağına bir örnek olabilesin diye. Bunlar sana toplumdan soyutlayan olabilesin diye verilmedi" anlamındadır.
"Sevdiğim kadar çok, azarlarım ve ıslah ederim: gayretli ol bu yüzden ve tövbe et." (Vah. 3:19)
<12>Bu, Yaradan sevdiği bu kiliseden, O azarlayacak ve ıslah edecek, anlamındadır. Gayretli ol bu yüzden ve ilk işi yap. Bir Paravipra ol. <13>Yaradan toplumdan soyutlayanları sevmez, Cennetin Hükümdarlığı sadece içeride bulmaya çalışanları, bu dünyanın bir illüzyon olduğunu öğretenleri ve yaratımın arkasındaki gerçeği anlamayanları. <14>O’nun sevdikleri zorlu testlere tabi tutulur ki güçlü olsunlar ve O’na gitmeye ve O’nun Huzurunda olmaya layık olduklarını kanıtlasınlar, <15>ki bu O’nu bilmektir (O İbrahim’i de teste tabi tabi tutmuştur). <16> Saf Bilince yaklaştıkça sen daha zorlu testleri geçmelisin, itimada layık olman amacı ile.
Sıradaki