En Kutsal 4-Tablet 5

Yükseklikler (A’raf) Suresi


Reenkarnasyon, sure 25:

"Orada yaşamalı, orada ölmeli ve oradan diriltileceksiniz." (A’raf, 25)

<1>O bunları Adem ve Havva’ya söyledi. Onlar dünyada yaşayacak, ölecek ve ölüden tekrar diriltilecekler. Yaradan Rab hayata istediği herkesi getirebilir. O reenkarne edebilir.



Hicir suresi

Yaratımın amacı, sure 85:

"Biz gök kubbeyi ve dünyayı ve bütün aradakilerini hiçbir şeyle değil ama doğru ve bilgelikle yarattık ve söz verilmiş saat (kıyamet) elbette ki gelecektir. Bu yüzden cömertçe bağışla, Ey Muhammed." (Hicir, 85)

<2>Yaratım kesin bir amaç için yapıldı. Amacı bütün birim bilinçleri Saf Bilince getirmektir. Yargı günü (kıyamet günü) Birim Bilinçteki bütün seçilmiş kişilere gelecektir ve diğerlerinin Saf Bilince ilerlemelerini hızlandırmaya yardım edecektir, çünkü Muhammed Peygamber’in dediği gibi, "Her şey O’na dönecektir."



Yükseklikler (A’raf) Suresi

samskaralar ve karma kanunu, sure 13:

"Her birinin faaliyetini Biz sıkıca boynuna bağladık ve biz onun önüne getireceğiz, Yargı Gününde, tamamen açık bir kitap ve ona denecek ki: Kaydını oku, sen kendini yargılamaya yeterlisin." (Yükseklikler, 13)

<3>O kitap Karma ve samskaralar kanunları ile aynı olan faaliyetlerinin Can’ın üzerine reaksiyonudur. Karma faaliyettir ve samskara faaliyetlerinin reaksiyonunun Can’ın üzerine etkisidir. Bu reaksiyonlar Can’ın üzerinde bir kolye gibidir.

<4>Yargı gününde veya ruhani doğumda, bir kişi bu reaksiyonların ne olduğunu bilecektir. Açık bir kitap gibi (Akaşic Kayıtlar, veya evrensel hafıza olarak da bilinen), nasıl ödüllendirildiğini veya yaptıkları için ıstırap çektiklerini bileceklerdir.

<5>Fakat bazı ıstırap veya ödül samskaralar kanunu yüzünden olmayabilir ama kişiyi doğru yola yönlendirmek veya daha sonra kullanması için yeni bir tecrübe olması amacı ile verilmiştir (özellikle yüksek veya Saf Bilinçte olanlar).

<6>İnsan tek başına kendi amellerini okumak (faaliyetler ve bu faaliyetlerin onun Canı üzerine reaksiyonları) ve kendini yargılamak için yeterlidir. Bu ruhani bir kişinin meditasyonda yaptığıdır. Meditasyon yaparak kişi bu amelleri ışığa getirmeye ve onları yüz yüze görmeye başlar, bütün günahlarından (samskaralar) tamamen özgür hale gelene kadar.

<7>Bu nedenden genelde bir kişi meditasyon yapmaya başladığı zaman bireysel sıkıntı başlar. Ancak Gurunun Tabiliği (içteki veya dıştaki, bunlar aynıdır) ile bir kişi bu reaksiyonlara dayanabilir. Fakat gayretli bir şekilde günahlardan (samskaralar) tövbe ile ve aynı hataları tekrar yapmama ile, reaksiyonlar Can’dan O’nun Tabiliği ile alınacaktır.

<8>Bütün her şeyin amacı insanı bu yola yönlendirmektir. Bir kişi yola geldiğinde, ondan sonra bunların hiçbirine gerek yoktur. Yol, Yaradan’ın Niyetine teslim etmiş olmaktır ve İlahi ol(maya) ve diğerlerine de böyle ol(malarında) yardım etmeye (Dünya Üzerinde Cennetin Hükümdarlığını içte ve dışta kurmaya) çalışmaktır.



Yaradan Rab’i hangi hoş isimle çağırdığın fark etmez, sure 110:

"De ki! O’na Allah [Sevilmeye Layık Olan] deyin veya O’na Rahman [Şefkatli] deyin, O’nu hangi güzel isimle çağırırsanız çağırın (aynıdır).O’nunkiler en güzel vasıflardır." (Yükseklikler, 110)

<9>O’nun harikulade vasıflarını temsil eden her isim O’nundur. Fakat O birdir ve evrenin Yaradan Rab’idir. Aslında O’nun hiçbir ismi yoktur. "O, O’dur." O şu İlahi titreşimdir. O İlahi Işıktır. O Sözcüktür ve Sözcük O’dur. <10>O’na her hangi bir şey diyebilirsin, örneğin: Şefkatli, Baba, Lütufkâr, Krishna (bütün-çekici), Ana, Parama Purusa, Yahweh, vb. çünkü O hepsidir. Aynı zamanda O hiçbiri değildir çünkü "O sadece Olandır."

<11>Tekrar görüyoruz ki "Allah" ismi sadece Yaradan hakkında iletişim kurabilmek amacı ile seçilmiştir. Bu isim "Elohim" ve diğer bütün "Yaradan" veya "Sevilmeye Layık" anlamına gelen, İbrani köklerden türemiş bir isimdir. Aslında bu evrendeki hiçbir şeyin adı yoktur. Her şey sadece "Olandır." <12>Fakat iletişim amacı ile biz şeylere isim veririz. Maalesef kişiler kelimelerin kuvvetine o kadar bağlanırlar ki bu basit doğruyu unuturlar. Bu "Kelimelerin kuvvetinin bariyeri" dinler arasında yaratılmış en büyük karıştırma sebeplerinden biridir.

<13>İncil’de dediği gibi, her şeyin ismi Adem (adam) tarafından verilmişti (Yar. 2:19). Adem’den önce hiçbir şeyin ismi yoktu, Yaradan’ın Kendinin bile. O Sözcüktür ( ). O bütün her şeyi onların amaçlarına ve karakteristiklerine göre bilir. Titreşim (isimler) olan yer, var olan dünyadır.





Ta Ha Suresi

Evrim, sure 50:

"Musa cevap verdi, Bizim Rab’imiz her şeye kendi doğasını [Darma] ihsan eden ve sonra onu mükemmelliğe götürendir." (Ta Ha, 50)

<14>Bir kişi nasıl mükemmelliğe götürülür eğer onun bunu yapmak için sadece bir ömrü varsa ve o başarısız olursa? Bir kişi bu dünyaya birçok ömürlerde tekrar ve tekrar gelmediği ve her bir ömürde mükemmelliğe doğru az bir parça götürülmediği takdirde bu adil olmayan bir yaratım gibi gözükür.

<15> Yaradan, yaratım, kendilerinin kaderi ve bu gibi şeyler üzerine derince düşünmeye fırsatları bile olmayan insanlar vardır. Eğer sadece bir ömrümüz olsaydı ve kendimizi mükemmelleştirmeye fırsatımız olmasaydı, umursamaz cahillikten (Maya’da kayıp olmak) veya içinde bulunduğumuz şartlardan, o zaman ya Yaradan bizi yargılamayacaktır veya eğer O öyle yapacaksa da, bize O adil bir Yaradan değildir deme fırsatı doğar, ama O adildir. <16>Bu yüzden insanların mükemmelliğe erişene dek (Saf Bilinç), ki şüphesiz O’nun Tabiliği ile, evrimsel süreçten geçmeleri gereklidir.

Sıradaki

Mission of Maitreya, "Ebedi İlahi Yol"

P. O. Box 44100
Albuquerque, NM 87174

© 2021 Mission Of Maitreya. Tüm Hakları Saklıdır.