BAHA'İ İNANCI
<1> Baha'i İnancı (özü Bab tarafından getirilmiştir) evrenselliğin sembolüdür. <2>İnsanlar hiçbir zaman barış ve mutluluk elde etmeyeceklerdir, güçleri, zenginlikleri, pozisyonları veya felsefeleri ne kadar büyük olursa olsun, evrensel bir bakış açısı olmadan (bireysel ve toplu çabalarda) ve tüm evrenin esenliğini düşünmeden her şeyin boş olduğunu anlamadıkları takdirde.
<3>Eğer herhangi bir millet, güç, din veya herhangi bir şey bu bakış açısını kayıp ederse, o uzun sürmeyecektir. Evrensel bakış açısı olmadan, bireysel veya toplu faaliyetler negatif reaksiyonlar yaratacaktır ve yapanın düşüşünü getirecektir.
<4>Biz tarihi çalışabilir ve bu doğruyu gözlemleyebiliriz: Bir kurucu tarafından genişletilmiş bir akıl ile verilmiş bir doğrunun orijinal felsefesi takip edildiği sürece, bu genişletilmiş felsefeyi takip eden insanlar diğer insanların kalplerini fetih edenlerdi. Bu ideolojiler o kadar hızlı yayılmıştır ki bunun nasıl mümkün olduğu okuyucuyu hayrete düşürür. <5>Aynı ideolojiler sözde günümüzde de bu dinlerin veya felsefelerin takipçileri tarafından sunuluyor. Eğer bu ideolojiler o günlerde bu kadar hızlı yayıldıysa, neden onlar artık yayılmıyorlar ama aksine üyelerini kayıp ediyorlar? <6>Cevap onların evrensel bakış açısını kaybetmiş olmalarıdır. Problem, orijinal ideale sokulmuş darlıktır (dogma).
<7>Bu bizim İşaretimizdeki ilk dört ideale olmuş olandır. Bu nedenden yeni bir Peygamberin gelmesi ve insanlığın anlayışını ilerletmesi gerekliydi (planlanmıştı). Bu Peygamber Bab idi (Baha'u'llah). <8>O beşinci doğruyu getirdi: evrenselcilik.
<9>Bu beşinci doğrunun en büyük katkısı Baha'u'llah'ın öğretilerinden tek bir cümle ile ifade edilebilir: Eğer bir din birlik olmamaya sebep olarak, insanoğlunu ayırıyorsa, O YARADANIN RUHUNU İFADE ETMİYORDUR.
<10>İnsanlığın birliği Baha'u'llah’ın bütün öğretilerinin etrafında döndüğü eksendir. Baha'u'llah tarafından evrensel bir ortam yaratmak ve dünya çapında bir adalet kurmak amacı ile verilmiş birçok pratik öneri vardır. <11>Bunların bazıları şunlardır: ana dillerin yanında tek bir uluslar arası dilin kabulü; her toplum bir Adalet Evine sahip olmalıdır, her bir millet bir Ulusal Adalet Evine sahip olmalıdır ve Uluslar arası Adalet Evi Ulusal veya İkincil Adalet Evinden seçilmiş üyelerle kurulmalıdır; ve insanlar bölünmeye sebep olan bütün önyargıları temizlemek için sistematik bir çaba sarf etmelidir.
Sıradaki