İİC - Tablet 14

Bir sonraki Peygamber    İbram’ın (Araplar) veya    İbrahim’in (İbraniler) çocuklarından gelmedi:
 
...Yardan O’nun insanları getirecektir ve onlarda O’nu sevecektir,...
 
(Kuran, The Table Spread, 54)
 
 
 
<1>Bu sure başka bir Peygamberin önceden tahmin edilmesidir. O Araplardan değil başka bir ulustan gelecektir. Bu nedenden bir sonraki Peygamber Pers ülkesinden gelmiştir. O Vahiy’de tarif edilen beşinci mührün doğrusunu getirmiştir. O, Bab (Baha'u'llah) idi ve getirdiği din de Bahai inacı idi (Bab’ın öğretileri).
 
<2>Muhammet Peygamber ruhani anlayış bakımından Peygamberlerin “sonuncusudur” (Khatem). Bu nedenden İslam’dan sonraki Peygamberler insanlığa önceden açığa vurulmuş olandan daha yüksek bir ruhani doğru getirmemişlerdir. Ama En Ulu İşaret’i tamamlamak için yeni anlayışlar gerekliydi.
 
<3>Ayrıca Christ’ı ve Muhammet Peygamber’in gelişi ile tohumları İsmail ve İshak hakkında İbram’a veya İbrahim’e verilen sözler (dünyanın uluslarının onlar aracılığı ile kutsanması) yerine getirilmiştir. Bu nedenden bir sonraki Peygamber İbram’ın veya İbrahim’ın Çocuklarından değil, onlarla yakından ilişkide olan Perslilerden geldi [İbram’ın (İbraham) kendisi Persli idi [Medyan]!]
 
 
 
Yaradan’ın bundan böyle hiçbir özel insana mecburiyeti yoktur:
 
<4> Yaradan’ın İbram'ın ve İbrahim'in tohumuna verdiği sözlerin açıklandığı gibi yerine getirilmesiyle, O’nun bundan böyle hiçbir özel insana (gruba) mecburiyeti yoktur. Şimdi insanlar tekrardan eşittirler. Kutsal Kitaplara göre olan tarihsel olaylar, insanın bir kez daha bu dünyada onları gözeten hiç kimse olmadan yalnız bırakılmadıklarını veya onların istedikleri gibi davranamayacaklarını veya kafalarına göre istedikleri yolları seçemeyeceklerini anlaması için meydana gelmiştir.  
 
 
 
<5>Bir kez daha Yaradan adamı Kendinin Var olduğu gerçeğine uyandırmaya çalışıyordur. O adamın bunu kabul etmesini, kendisinin yanlış egosunu bırakmasını ve O’nu ve O’nun Kanunlarını takip etmesini bekler. Ancak böyle yapanlar geri kalandan daha büyük olarak düşünülecektir. Kendilerinin limitli egolarını bırakmayanlar ve doğruluk yoluna gelmeyenler, faaliyetlerinin sonuçlarının acısını çekecek ve yoldan daha da uzaklaşacaklardır. O’na gidecek olanlar kurtuluşa O’nun Tabiliği aracılığı ile erişeceklerdir.
 
 
 
Bütün dünyasal güçler mütevazileştirilecektir:
 
<6>Tarihe bakılacak olunursa fetihler gerçekleştiren, zenginleşen bütün büyük ulusların bazı aşamalardan geçtiklerini görülecektir. İlk olarak, büyük bir ulus olmadan önce büyük bir mücadele devresi geçirmişlerdir, daha sonra ilerleme ve büyüme devresi olmuştur, daha sonra bir gevşeme veya sabitlik yaşanmıştır ve en sonunda da bir düşüş devresi geçirmişlerdir.
 
 
 
 
 
 
<7>Bu büyük ulusların yaşam döngüsüne bakılacak olunursa, mücadelelerinin ilk başında oldukça fazla dinsel inançlara ve disipline sahip oldukları da görülecektir. Özellikle de ailenin yapısının çok önemli, birbirine yakın ve kuvvetli olduğu fark edilecektir.
 
<8>Fakat bu uluslar zenginleştikçe disiplinleri zayıflamış, inançları unutulmuş, aile yakınlığı parçalanmış ve egotizm, sporlara karşı büyük ilgi (Romalılar ve gladyatörleri gibi), cinsel ilişkilerin çarpıklaşması, vücut geliştirme üzerine olan vurgu, fazla zenginlik, tembellik, aklın donuklaşması, kendilerinin aşırılıklarına başkalarından saygı bekleme ve bunun gibi bir çok semptom yaratılmıştır.
 
<9>Kısacası her ne zaman bir ulus baskı altından olmuş ve bu durumdan kurtulmak için mücadele vermiş, o zaman Yaradan’a güvenmiş ve az veya çok O’nun Kanunlarını takip etmiştir. Fakat her ne zaman zenginleşmiş ve refaha ulaşmış, o zaman kendilerini güvenmiş ve O’nun Kanunlarına karşı gitmişlerdir. Bu onların sonunu getirir.
 
<10>Bu trendi uluslarda veya insanlarda nerdeyse bütün durumlarda görebiliriz. Bunun en büyük örnekleri müthiş bir mücadele ve Yaradan’ın yardımıyla büyük bir ulus olmuş ve daha sonra gözden düşmüş olan İbraniler ve kendilerinin büyük felsefesi ve çabaları ile yüksek bir pozisyona erişen ve daha sonra düşen Roma İmparatorluğudur.
 
<11>Bu trend tarih aracılığı ile adama gösterilmiştir ki böylece o, O’nun İsrail’in Çocuklarına binlerce yıl önce deklare ettiği gibi (Leviticus bölüm 26) Yaradan'ın yolundan başka yol olmadığına uyanabilsin:
 
 
 
İdoller ve oyma putlar yapmamalısın, ne de ayakta duran putlar, ne de taştan putlar koymamalısın topraklarına önünde eğilmek için, ki: Benim Rab senin Yaradan’ın.
 
(Leviticus 26:1)
 
 
 
<12>Ancak görünmez Yaradan birleştirir. Herhangi başka bir görüntü (herhangi bir görüntü) adamı adamdan ayıracaktır. Bu nedenden Yaradan görüntülere (putlara) oldukça karşıdır ve “Benim Rab senin Yaradan’ın” der, görünmez Yaradan, O’nun için kimsenin bir görüntü (put) yapamayacağı Varlık. Aynı zamanda bütün görüntüler de O’dur. Fakat ancak görünmez formda olan O’na ibadet bütün adamı birleştirebilir.
 
 
 
Eğer hükümlerime uyarsa ve emirlerimi yerine getirir ve onları yaparsan;
 
O zaman sana yağmur mevsiminde yağmur vereceğim ve toprakta sana verdiğini arttırsın ve ağaçlarda meyvelerini.
 
(Leviticus 26:3-4)
 
 
 
<13> Dayanak, Öz kitaplarında tarif edildiği gibi, her şey bilinçten ve üç gunalardan yapılmıştır, hatta bizim akıllarımız ve faaliyetlerimiz bile. Bu yüzden düşüncelerimiz ve faaliyetlerimiz tüm evreni ve onun her seviyedeki varlıklarını etkiler. Bu nedenden adam ahlaksızlaştığı zaman, dünya, iklim ve her şey onunla birlikte ahlaksızlaşır. Ve böyle olunca iklim değişecek ve adam kendisinin faaliyetlerinden dolayı acı çekecektir.
 
<14>Böylece Yaradan 14. sureye kadar eğer adam O’nun Kanunlarını ve Emirlerini takip ederse ne olacağını açığa vurmuştur: O’nun Tabiliği ile nasıl zengin olacaklarını, düşmanları üzerine nasıl güç kazanacaklarını ve bunun gibi.
 
<15>Sonra O eğer O’nu takip etmezlerse ne olacağını tarif eder:  
 
 
 
Ama eğer beni dinlemezsen ve bu emirleri yapmazsan  ;
 
Ve eğer sen hükümlerimi küçümsersen veya canın yargılarıma zıt olursa, ki böylece bütün emirlerimi yapmazsın, o zaman anlaşmayı bozmuş olursun;
 
Bende sana bunu yapacağım; senin üzerine terör, tüketim ve sıtma ateşi vereceğim ki senin gözlerini tüketsin ve kalbine dert versin ve tohumunu acı içerisinde ek çünkü senin düşmanların onu yiyecek.
 
 (Leviticus 26:14-16)
 
 
 
<16>Bundan sonra sıkıntı başlar. Bu nedenden dünyanın sıkıntısı dünyadaki bütün insanları etkilemektedir çünkü onlar O’nun Kanunlarını takip etmekte başarısız olmuşlardır.
 
 
 
Ve Ben yüzümü sana ters çevireceğim ve sen düşmanlarınca katledilesin: senden nefret edenler sana hükmetsin ve kimse senin takip etmezken sen kaçasın.
 
Ve eğer sen bütün bunlara rağmen beni dinlemezsen o zaman seni günahların için yedi kat daha fazla cezalandıracağım.  
 
Ve senin gücünün gururunu kıracağım ve senin cennetini demir gibi ve senin dünyanı da pirinç madeni gibi yapacağım:
 
(Leviticus 26:17-19)
 
 
 
<17>O’nun Kanunlarını kırana olan tam anlamıyla budur. <18>Aslında hiçbir adam O’nun Kanunlarını kıramaz, bu yapmaya çalışırken kendini kırar. O, O’na olan güvenlerini kaybetmiş olan ulusların güçlerinin “gururunu” kıracaktır ve onlar düşeceklerdir.
 
<19> Yaradan ile yürümek sadece O’nu övmek, bir sürü seremoniler yapmak veya O’nun hakkında konuşmak değil, adaleti kurmak, zulüm altında olanlara yardım etmek ve doğru için ayakta durmaktır. <20>Bu özellikleri kaybedenler güçlerinin gururunu da kaybederler. O’nun Tabiliği geri çekildiğinde, tarihin bize gösterdiği gibi onların sonu gelmiştir.
 
<21>Bugün dünyada olan tam anlamıyla budur. Bütün dünyasal liderler barış getirmek için uğraşmaktalar fakat Rab’in temel Kanunlarını unutmuş olduklarından,  kendilerini yok etmeye daha da yaklaşıyorlar. Bu doğrunun hakim olmasıyla ve insanların bütün yanlış konseptlerini yok etmesiyle önlenebilir. <22> Danyel kitabında (bölüm 2) Kral Nebukınezar’ın rüyasında olduğu gibi, doğrunun sembolü olan taş, balçık tabanlı imgeye vurur, onu kül eder ve sonra da dünyayı doldurur.
 
 Sıradaki!
 

 

Mission of Maitreya, "Ebedi İlahi Yol"

P. O. Box 44100
Albuquerque, NM 87174

© 2021 Mission Of Maitreya. Tüm Hakları Saklıdır.