İbrahim’e verilen sözler İshak’a tekrarlanıyor:
Ve Rab ona [İshak] göründü, aşağıya Mısır’ın içine gitme, benim sana söyleyeceğim toprakta ikamet:
Bu toprakta misafir ol ve seninle olacağım ve seni kutsayacağım; sana ve senin tohumuna bütün bu ülkeleri vereceğim, senin baban İbrahim’e ettiğim yemini gerçekleştireceğim;
Ve senin tohumunu cennet’teki yıldızlar kadar fazla çoğaltacağım ve senin tohumuna bütün bu ülkeleri vereceğim ve senin tohumunla dünyanın bütün ulusları kutsanmalı;
Çünkü İbrahim benim sesime itaat etti ve mesuliyetime, emirlerime, hükümlerime ve kanunlarıma uydu.
(Yaratım 26:2-5)
<1>Yaradan İshak’a bütün bu sözlerin onun tohumuna onun kendisinin faziletinden veya büyüklüğünden dolayı değil, İbrahim için verileceğini hatırlatıyor. <2>Ayrıca, o zamanda Kenan’da birçok küçük ülkeler vardı “bütün bu ülkeleri vereceğim”.
Ve Rab ona aynı akşam göründü ve dediki, Ben senin baban İbrahim’in Yaradan’ıyım: korkma,
ki Ben seninleyim ve seni kutsayacağım ve senin tohumunu hizmetçim İbrahim'in hatırına çoğaltacağım.
(Yaratım 26:24)
<3>Tekra bu sözler "...İbrahim'in hatırınaydı," İshak’ın hatırına değil yada onun faziletlerinden dolayı değil.
Esau kendisinin doğuştan gelen hakkını Yakup’a satıyor:
<4>İshak Rebekah ile evleniyor ve iki oğlu oluyor, Esau ve Yakup. Büyük olan Esau.
Ve Yakup yemek yapmıştı ve Esau tarladan geldi ve o bitkindi:
Ve Esau Yakup’a dedi ki, besle beni, sana duacı olurum, o kırmızı yemekten bana verirsen, ki Ben bitkinim: bu yüzden ona Edom denir.
Ve Yakup dedi ki, bu gün bana senin doğuştan gelen hakkını sat.
Ve Esau dedi ki, Gör, Ben ölme noktasındayım: ve bu doğuştan gelen hak bana ne kar sağlamalı?
Ve Yakup dedi ki, bana bu gün Yemin et: o yemin etti ve doğuştan gelen hakkını Yakup’a sattı.
(Yaratım 25:29-33)
<5>Esau doğuştan gelen hakkını Yakup’a sattı. Doğuştan gelen hak İbraham’e onun tohumu için söz verişmiş olan ulusların (materyal egemenlik) miras alınması hakkıdır. Yaradan’ın İbrahim'e onun tohumu için verdiği söz olan bu doğuştan gelen hak aileye ilk doğan erkek çocuğun olacaktı. Esau bunu Yakup’a sattıktan sonra, birçok ulusun babası olma hakkını Yakup almış oldu.
Yakup Esau’nun yerine İshak’ın kutsamasını alıyor:
<6> Yaratım kitabının 27. bölümünün tamamı, Esau’dan doğuştan gelen hakkı satın almış olan İshak’ın genç oğlu Yakup’un nasıl ayrıca babasının da kutsamasını aldığı hakkındadır. <7>Babası’nın kör olması ve annesinin Esau’nun yerine Yakup’un kutsamayı almasını istemiş olması ve kandırmaca bir durum ayarlamasıyla, Yakup Esau’nun yerine kutsamayı alıyor. Kutsama aşağıda verilmiştir:
...ve kutsadı onu [Yakup],...
Bu yüzden Yaradan sana cennettin DEW ve dünyanın bolluğuu ve fazlaca mısır ve şarap verir:
İnsanlar sana hizmet etsin ve uluslar senin önünde eğilerek selam versin: kardeşinin üzerine efendi ol ve senin annenin oğlu senin önünde eğilerek selam versin: sana lanet eden lanetlensin ve seni kutsayan kutsansın.
(Yaratım 27:27-29)
<8> Doğuştan gelen hak mirasın materyal kısmına veya Rab’in İbrahim’e ulusların miras alınması sözüne ilişkin olduğundan, babanın kutsaması da ruhani kısma, ruhun diğerleri üzerine hakimiyetine, kralların uluslara, asa ve sözün messianik kısmına ilişkindi.
<9>Böylece babasından kutsamayı alarak ve Esau’dan da doğuştan gelen hakkı satın alarak, Yakup Rab’in İbrahim’e vermiş olduğu sözlerin bütün parçalarının yasal sahibi oluyor.
Sözler Yakup’a tekrar ediliyor:
Ve, gör, Rab onun üzerinde durdu ve dedi ki, Ben senin baban İbrahim’in the Lord Yaradan Rab’iyim ve de İshak’ın Yaradan’ı: senin uzandığın toprak, onu ben sana vereceğim ve senin tohumuna;
Ve senin tohumun dünyanın tozu gibi olmalı ve sen dışarı batıya ve de doğuya ve de kuzeye ve de güneye yayılmalısın: ve sende ve senin tohumunda dünyanın bütün aileleri kutsansın.
Ve, gör, Ben seninle olacağım senin her gittiğin yerde ve seni tekrar bu toprağa getireceğim, ki ben seni terk etmeyeceğim, ta ki sana söylemiş olduklarımı yapana kadar.
(Yaratım 28:13-15)
<10>Sözler Yakup’a tekrarlanıyor, o doğuştan gelen hakkı ve kutsamayı aldıktan sonra. <11>Ayrıca, “... sen dışarı batıya ve de doğuya ve de kuzeye ve de güneye yayılmalısın” sözüde onun tohumun “dışarı” gitmesi, yani topraktan (Kenan) Yaradan’ın onlara vereceği yerlere gitmesi ve tüm dünyaya yayılması anlamındadır.
Yakup’un ismi İsrail oluyor ve ona yeni bir söz veriliyor ve eski sözlerde tekrarlanıyor:
Ve Yaradan ona dedi ki, Senin ismin Yakup’tur, senin ismin bundan sonra Yakup olmamalı, ama senin ismin bundan sonra İsrail olmalı: ve onun ismi İsrail oldu.
Ve Yaradan ona dedi ki, Ben Kudretli Yaradan’ım: verimli ol ve çoğal: bir ulus ve bir uluslar birliği olmalısın sen ve krallar senin filetondan gelmeli;
Ve the land which I gave İbrahim’e ve İshak’a verdiğim toprağı, sana vereceğim ve senden sonra senin tohumuna.
(Yaratım 35:10-12)
<12>The name of Jacob was changed to Israel. It was actually changed before (Gen. 32:26-28) but God wanted him to be called with this name from now on. <13>Also the promise to Israel about his seed changed a little. His seed would inherit "a nation and a company of nations" in the future. That relates to his birthright of material possession.
<14>Also it should be noted that the promise of many nations to Isaac would be fulfilled through both Esau and Jacob (Israel), and their seeds.
Yusuf’un iki oğlu İsrail'in (Yakup’un) oluyor:
<15>İsrail’in (Yakup) on iki oğlu vardı. Eşi Rakel’den olan oğlu Yusuf’tu. Yusuf’un iki oğlu vardı, Manaşeh ve Efraim. İsrail onları kendi çocukları olarak aldı ve onlara kendi ismi İsrail’i koydu.
Ve Yakup Yusuf’a dedi ki, kuvvetli Yaradan bana Luz’da göründü, Kenan toprağında ve beni kutsadı,
Ve o bana dedi ki, Gör, seni verimli yapacağım ve seni çoğaltacağım ve senden birçok insan yapacağım ve bu toprağı sana ve senden sonra senin tohumuna sonsuza kadar vereceğim. I
Ve şimdi senin iki oğlun, Efraim ve Manaşeh, sana Mısır’da ben sana Mısır toprağına gelmeden doğan, benimdir: Ruben ve Simon gibi.
(Yaratım 48:3-5)
<16>Böylece, Efraim ve Manaşeh bundan sonra İsrail'in çocukları oldu, diğer çocukları gibi ( “Ruben ve Simon, onlar benim olmalı.")
<17>Burada dünyanın ailelerinin onların aracılığı ile kutsanması veya onlardan krallar (asa) gelmesi hakkında bir şey söylenmiyor, onlar sadece sözün materyal kısmına sahip olacaklardı.
İsrail Efraim’i ve Manaşeh’i kutsadı ve Efraim’i Manaşeh üzerine tercih ediyor:
Ve Yusuf ikisini de aldı [oğullarını], Efraim onun sağında Israel'in sol elinde ve Manaşeh onun solunda Israel'in sağ elinde ve onları onun yanına getirdi.
Ve İsrail sağ elini uzattı ve onu daha genç olan Efraim’in kafasına koydu, ve sol elini de Manaşeh’in kafasına koydu, kesin bir şekilde; ki Manaşeh büyük olandı.
Ve o Yusuf’u kutsadı ve dedi ki, Yaradan, babalarım İbrahim ve İshak’ın önünde yürüdükleri, bütün hayatım boyunca bugüne kadar beni besleyen Yaradan,
Beni bütün şerden kurtaran melek, evlatları kutsa ve benim ismimin onların üzerine olmasını sağla, ve benim babalarım İbraim and İshak’ın isimlerinin; ve onların dünyada kalabalıklaşmalarını sağla.
(Yaratım 48:13-16)
<18>İsrail (Yakup) Yusuf’un oğullarını kutsadı ama sağ elini (ilk doğanı kutsamak için kullanılan) daha genç olan Efraim’in kafasının üstüne koydu. İsmini onlara verdiğinde, onlar onun çocukları oldular ve İsrail'in kutsamasını (miras) paylaştılar. Onlar İsrail’in Çocukları’ndan biri oldular "ve benim ismimin onların üzerine olmasını sağla."
Ve Yusuf babasının sağ elini Efraim’in kafasına koyduğunu gördüğünde bu onun hoşuna gitmedi: ve o babasının elini Efraim’in kafasından aldı ve Manaşeh’in kafasına koydu.
Ve Yusuf babasına dedi ki, öyle değil baba: ilk doğan budur; sağ elini onun kafasına koy.
Ve babası karşı çıktı ve dedi ki, biliyorum oğlum, o da insanlar olmalı ve o da büyük olmalı: ama ufak kardeşi ondan daha büyük olmalı, ve onun tohumu bir milletler birliği olmalı.
(Yaratım 48:17-19)
<19>Yusuf’un oğullarını kendi oğulları olarak kabul etmesiyle ve onları kutsamasıyla İsrail’in Yusuf’a verdiği her şey onun oğullarına, özellikle Efraim’e gidecekti çünkü o Manaşeh üzerine kutsanmıştı. O bir “milletler birliği” olacaktı. Ayrıca o çocukların gelecekleri üzerine kehanette bulundu.
Ve onları o gün kutsadı, İsrail sizde kutsanmalı diyerek, Yaradan sizi Efraim ve Manaşeh gibi yapsın diyerek ve Efraim’i Manaşeh’in önüne koydu…
(Yaratım 48:20)
<20>Böylece onları kutsadı ve insanların “Efraim ve Manaşeh gibi” olmak isteyecekleri kehanetinde bulundu. Diğerleri de onlar kadar kutsanmış olmak isteyecekti.
Sıradaki!