"Ve zaman geçti, adam dünya üzerinde çoğalmaya başlayınca ve kızlar doğdu onlara." (Yaratılış 6:1)
<1> Şimdiye kadar, Adem’in nesillerini tarif etmede, bütün ilk doğanlar erkekti (veya babalarının kılığında olarak bahsedilmişlerdi). Şimdi bu cümlede "kızlar doğdu onlara," vurgulanıyor, şimdi ilk doğanları kız olan insanlarda vardı anlamında.
"Yaradan’ın oğulları adamın kızlarını gördü ki onlar zarifti ve onları hanımları olarak aldılar seçtiklerinin hepsini." (Yaratılış 6:2)
<2> Bu zamanda birçok Avatarlar (tanrı-adam veya Yaradan’ın oğlu) dünyada idi. <3>Ayrıca Nuh’un selinden bile önce, birden fazla Yaradan’ın oğlu vardı, "Yaradan’ın oğulları." <4> Üstelik Yaradan’ın oğulları (tanrılar) Saf Bilinçtedirler; onların bundan böyle eşe ihtiyaçları yoktur ve onların huzurunda olduklarında hepsi bütün hissederler. Ayrıca bu insanlar elbette hanımlarına karşı adaletli olacaklardır. Bu nedenden Yaradan’ın oğulları "onları hanımları olarak aldılar seçtiklerinin hepsini," bir den fazla.
<5> Fakat bu bazılarını (daha alçak bir seviyede) dünyaya çok bağlı yapmış olabilir. Onlar dünyaya bağlı (başarısız) dünyevilik oldular (kendi alçak doğaları). Bu başarısız olanlar düşmüş olan hiyerarşiye katılanlardır. <6>Onların kanalları olmaya elverişli olanlara kendilerini temsil ederler, Onlar Cennetsel Hiyerarşinin parçası değillerdir ama öyleymiş gibi davranırlar.
<7> Doğru Cennetsel Varlıklar bireyleri kanalları olarak kullanmazlar ama onlara Yaradan’ı kavramada yardımcı olurlar. Onlar ayrıca kişisel önsezi (sessiz, sakin Yaradan’ın sesi) aracılığı ile kesin doğruların kavramalarını onlara açığa vururlar. Bireysel egoları yoktur ve Yaradan ile birdirler. Bireyler Yaradan için kanallar olurlar.
<8> Düşmüş eterik varlıklar tarafından ele geçirilmemiş olma son derece önem taşır. Bu Yaradan’ın kurtuluşa en kısa yolu göstermek için Mesih’i yollamasının sebeplerinden biridir. <9>Eterik varlıklar bazen çok iyi bilgiler açığa vururlar ama Yaradan tek kurtuluştur.
<10> Bir de kanal olduklarını iddia edenler vardır ama değillerdir. Bu bir ego memnuniyeti olarak yapılır. Bu en kötüsüdür. Dürüst ol. Başkalarına dürüst olmaktan daha iyisi kendine dürüst olmaktır! O zaman elbette başkaları ile dürüst olacaksındır. Dürüstlük kalpte başlar! Fakat bazıları, kendi yaratıcı akıllarını yanlışlıkla kendilerinin dışında olmak olarak alırlar. Onlar da ayrıca bunun saf bir kalpten gelip gelmediğini analiz etmelidir.
"Ve Rab dedi ki, Benim ruhum her zaman adam ile çabalamamalı: lakin onun günleri yüz yirmi yıl olmalıdır." (Yaratılış 6:3)
<11> Surenin başındaki "Ve" kelimesi burada, "Ve bu geçti," veya "daha sonra," adam daha ahlaksız olunca anlamına gelir. "Rab dedi ki" Yaradan "benim ruhum hep adamla çabalamamalı" yapma kararı verdi anlamındadır. Şimdiye kadar insanların doğanın güçleri ile direk kontağı vardı ve onları kendi amacı doğrultusunda etkileyebiliyordu. Onlar bu güçleri yanlış kullandılar kendi dünyevi ve bedensel arzuları için. Bu nedenden " ki o ayrıca bedendir" cümlesi kullanılmıştır "adam sadece ruh değil ama ayrıca bedendir de [Maya]"anlamına gelen.
<12> Adam vücutsal arzularına o kadar bağlı oldu ki kendinin ruhtan fazla beden olduğunu düşünmeye başladı (adamın canı çok rafine edilmemiş olduğunda, o gerçekten bedendir). <13>Fakat bu adam bu özelliklerle Yaradan için çok problem yapıyordu, "...Benim ruhum her zaman adam ile çabalamamalı," ve onu doğru yola yönlendirmek çok zordu. Bu yüzden başka bir evrimsel süreç gerekli oldu: yeni bir tür adam yaratılmalıydı. Esrarengiz güçler ve doğanın güçlerinin anlaşılmasının gücü adamdan alınmalıydı ve bunun yerine dünyevi mantık ve muhakeme (zihin) arttırılacaktı.
<14> Bu süreçle meydana gelen bir öteki değişiklikte olgunlaşmaya ulaşma zamanının hızlandırılışıydı ve ömür yaklaşık yüz yirmi yıl kadar olacaktı. Fakat adamın ömrünün bu sayıya yakınlaşması nesiller alacaktı. Bölüm 11’de olduğu gibi, Nuh’un selinden sonra bile, ömür çok daha uzundu, ama aşağıya inen bir eğilimde. <15>Bir bireyin ruhani hayatında her bir ömür bir gün gibidir. Tekrar ve tekrar birçok hayat zamanı (her biri bir gün gibi) reenkarne edilecektir, Saf Bilince ulaşana ve Yaradan’ın oğlu oluncaya kadar.
<16> Bu Zekânın kalması ve/veya artması sürecine izin verilmesiyle, Yaradan adamla her zaman çabalamak zorunda olmaz ve Mesaj’ları ve Peygamberleri (O’nun oğulları) ve tarihin yaratımı ve bunun adama mesajı ile onları adım adım yönlendirebilir. En sonunda, insanlar tarihten daha fazla tecrübe ve bilgi kazandıktan sonra, mutluluğa tek yolun Yaradan tarafından kurulmuş Kanunları (Darmaları) takip etmek, Saf Bilinç olmaya uğraşmak ve diğerlerinin de öyle olmasına yardım etmek olduğunu bileceklerdir.
"O günlerde dünyada devler vardı; ve ayrıca bundan sonra, Yaradan’ın oğulları adamın kızlarına geldiğinde, ve onlar çocuk verdiklerinde onlara, aynısı kudretli adamlar oldu ki onlar yaşlının idi, şanın adamları." (Yaratılış 6:4)
<17> O günlerde dünyada devler (Nefilim) vardı. İnsan şimdi olduğu olmadan önce, onun doğanın güçleriyle direk kontağı vardı. Bu yüzden, doğayı anlama kabiliyetinin gücünü yanlış kullanma aracılığı ile eski nesil hayat-gücünü çekip çıkarıp işleyip doğanın Kanunlarına aykırı olarak kullanmaya uğraştı. Bu, dünyada büyük bir rahatsızlık yarattı. Bu yüzden insanların gücünün kapısını (üçüncü göz) kapamak ve sadece zihinin kalmasına izin vermek gerekliydi.
<18> Bunu yapmak için Yaradan’ın oğulları tekrar dünyaya geldi ve onlar kadınların çocuk doğurma yolunu değiştirdiler (insanın genetik kodunu değiştirerek) ve Yaradan’ın oğullarından yeni bir nesil başladı. Bu nesil eski insanlardan gelen ama daha yüce olan yeni kudretli adamdan ibaret idi ("aynısı kudretli adamlar oldu ki onlar yaşlının idi, şanın adamları").
<19> Bu nesil bizimkine olukça benzer olandı. Üçüncü gözün gücü kapanmıştı ve zeka arttırılmıştı. İnsanın ruhani gözü kapanmıştı ve beyine yerleştirilen beyin epifizi olmuştu. Şimdi bu göz açık olmadan önce adam kendinin güvenilir olduğunu kanıtlaması gerekiyor.
<20> Bu evrim sürecinin ve tarihin insanlara öğrettiğidir. Eğer bu süreç tarafından verilen dersleri anlarlarsa ve takip ederlerse Saf Bilince ilerlemelerini hızlandırabilirler. Lakin eğer yanlış egolarını ve kendi kanunlarını ve düzenlemelerini (alçak doğalarını) takip ederlerse, kimse değil ama kendileri incineceklerdir. <21>Bu vücut bize bir amaç için verilmiştir. Örneğin, acı hissettiğimiz zaman bir şeyin yanlış olduğunu biliriz. Aynı şekilde herkes kaybolmuş ve hayatta ne yapacağını bilmez hale geldiğinde, insan bilmeli ki kanunlarında ve yaşam şeklinde yanlış bir şey vardır.
<22> İnsan en sonunda bütün tarih boyunca yanlış egosunu takip ederek ıstırap çektiğini görünce, kendi kanunlarının kusurlarını kavrayacak ve Evrensel Kanunlara boyun eğecektir, egosuna ne kadar çok düşkün olursa olsun. Sadece Darmayı takip ederek herkes mutlu olabilir. Entelektüel olarak ne kadar tartışırsak tartışalım, bu insanlara mutluluk getirmeye yardımcı olmayacaktır. Sadece Yaradan’ın kanunlarını takip etme daimi mutluluk ve barış getirecektir.
"Ve Yaradan gördü ki adamın dünyada ki kötülüğü büyüktü ve onun kalbinin düşüncesinin her hayali devamlı olarak sadece şer idi." (Yaratılış 6:5)
<23> Yaradan dünyaya baktı ve gördü ki doğanın güçleriyle direk kontak gücü olan bir önceki nesil kötüce ahlaksızdı. Dış dünyaya (Maya, şer) o kadar bağlı hale gelmişlerdi ki onlar için hiç ümit yoktu.
"Ve o Rab’i pişman etti ki o adamı dünya üzerinde yapmıştı ve bu onu kalbinde kederlendirdi." (Yaratılış 6:6)
<24> Yaradan uyandırılmamış bilinçleri neden ayırdığı ve onlara vücut verdiği ve onları dünya üzerinde yaşar yaptığı hakkında kederlendi. " O adamı dünya üzerinde yapmıştı ," cümlesi gösteriyor ki Yaradan diledi ki keşke O eski süreci deneseydi ve farkında olmayan bilinçlere eterik dünyada yardım etseydi. Onları Saf bilince getirmenin daha uzun süreceği doğruydu ama bu kadar bela olmazdı. Ama şimdi adam dünyada idi ve Yaradan onlara yardım etmek istedi ve bu kayıp bilinçlere büyük merhamet duygusuna sahipti.
"Ve Rab dedi ki, dünyanın yüzünden Benim yarattığım adamı, dört ayaklıları ve sürünen şeyi ve havanın kuşlarını yıkacağım, ki onlar beni onları yaptığıma pişman ettiler." (Yaratılış 6:7)
<25> Sonra Yaradan O’nun bütün yarattığını yıkmaya karar verdi.
Sıradaki