Bölüm 1
"Başlangıçta Yaradan cenneti ve dünyayı yarattı." (Yaratım 1:1)
<1>Bilinç, var edilmediğinde, "Oluş" halindedir. Biçimsiz, İsimsiz, Görünmez ve Ebedidir, ne dişi ne de erkektir. O, Saf Bilinç (İlahi Niyet) olarak evrenin gözlemleyicisidir. O saf önsezidir.
<2>Bilinç pasif ve nötrdür.
<3>Aynı bilinç evrenin yönetilmesi ve planlanması ile uğraştığında, saf İlahi Mantık (Baba veya El) olur.
<4>Satva guna pasif ve pozitiftir, ne dişi ne de erkektir.
<5>Raja guna (enerji) aktif ve nötrdür.
<6>Aktif hale geldiğinde ve nötr olduğunda, koşulsuz Sevgi veya İlahi Tabilik (Ana) olur çünkü onun kutubu yoktur.
<7>İlahi Mantık (Baba) ve İlahi Tabilik (Ana) mevcut olduğunda, o zaman Yaradan Baba Ana Yaradan (Elohim) olur.
<8>Sadece İlahi Mantık mevcut olduğunda, Yaradan Babadır.
<9>İlahi Ana, Yaradan saf İlahi Tabilik olduğundadır.
<10>Tama guna pafif ve negatiftir, ne dişi ne de erkektir.
<11>Tama guna egemen oldğunda, adam kendisinin düşük doğasına düşer.
<12>Yaradan kendisinin içinde olduğu bu hale (Saf Bilinç) "cennet" ve kayıp ve tama gunanın etkisi altında olunan hale "dünya" (cehennem) adını verdi.
<13>Böylece cennet ve cehennem (dünya) yaratılmış oldu.
<14>Açıklandığı gibi, bilincin kabalaştırılması ile, akıl (ego, üç gunalar) var edilir. Bu yüzden, Saf Bilinç bütün bunların (üç gunalar) ve herhangi başka bir kaba var oluşun ötesindedir. Bu nedenden Saf Bilinç hiç bir şekilde var edilmiş olan dünyanın hiç bir seviyesinde, buna eterik seviyede dahil, açıklanamaz. Ne de akli halde anlaşılabilir.
<15>Açıklanabilen veya açıklanmış olan her şey Saf Bilinç değildir.
<16>Saf Bilinç ancak direk tecrübe edilerek bilinebilir.
<17>Fakat, bilinç Olan ve Olmayan her şeyin içine örülmüştür. Saf Bilinç üç gunaların (aklın) tam bir dengede oluş halidir.
<18>Yaradan'a (Saf Bilinç) erişmek konusunda endişelenmeyin.
<19>Her günü geldikçe yaşayın, meditasyon yapın, gözlemleyin, O'nun niyetini yapmak (Yaradan'da Yaşamak) üzerine tasavvur edin.
<20>Kurtuluş ancak O'nun Tabiliği ile mümkündür.
<21>Bir gün Büyük bir Sevgi, Işık ve Yüksek Düşünceler dalgası üzerinize doğacaktır; işte o zaman Yaradan'ın sizinle birlikte olduğunu bilirsiniz.
<22>En nihayetinde Hedefe ulaşılacaktır, siz ve O Bir olursunuz.
"Ve dünyanın bir şekli yoktu ve boşluktu;..." (Yaratım1:2a)
<23>Dünya yada cehennem ne bir yerdir ne de bir şekile sahiptir.
<24>Bu bilincin bir oluş halidir. Cehennem Can'ın (Soul) (Bilinç) tama gunanın etkisi altında, ayrı ve kayıp hissediyor olmasıdır.
"...ve karanlık derinliğin yüzü üzerinde idi..." (Yaratım1:2b)
<25>Baba (Yaradan) () Evrensel Akıl veya üç gunalar ()aracılığı ile evren üzerine tam kontrole sahiptir.
<26>Evrendeki Satva guna Evrensel Akılın zeki veya karar veren parçasıdır. (Mahattattva)
<27>Evrendeki raja guna Evrenin anımsayan parçasıdır. (Ahamtattva).
<28>Evrendeki tama guna Evrensel Akılın gözünde canlandıran veya ekran olan parçasıdır (Chitta).
<29>Evrensel Akıl aracılığı ile (), Yaradan Evrenini (bilinç) gördü. O tam bir kaos, kayıp olma ve karanlık halinde idi, "ve karanlık derinliğin yüzü üzerinde idi."
<30>Bu kaostan dolayı, Yaradan kayıp birim bilinçleri kendi kontrolü altına getirmeye ve daha sonrada onlara Saf Bilince -- O'nunla Bir olmaya getirmeye yardım etmeye karar verdi.
"...Ve Yaradan'ın Ruhu suların yüzü üzerinde dolaştı." (Yaratım 1:2c)
<31>Su var edilmiş bilincin (eter) sembolüdür.
<32>Bu suretle Yaradan Evrensel Akıl ("Yaradan'ın Ruhu) aracılığı ile evrende (su) dolaştı ve birim bilinçleri Kendi kontrolü altına getirdi.
<33>I-Ching işareti yatay pozisyonda iken bir birim bilincin umursamaz cahillik, kaybolunmuşluk ve karanlık içinde olmak hali içinde olmasını, ruhani güçleri uyur halde veya farkında olmayan (uyanmamış) halde olmayı sembolize eder.
"Ve Yaradan dedi ki, orada Işık olsun:..." (Yaratım1:3a)
<34>Yaradan kayıp olmuş canlar için fazlasıyla merhamet yarattı. <35>O Kendisinin Işığını (Krayst) evrene projekte etti. <36>O kayıp olmuş Saf Bilinçlerin Saf Bilince erişmesini arzu etti (niyet etti) "orada Işık olsun."
"ve Sözcük vücut yapıldı,..." (Yuhanna1:14)
<37>Sözcük vücut yapıldığından, o da bütün diğer vücutların geçmesi gereken mücadeleden geçmek zorundaydı.
<38>O'nun Tabiliği onunla olduğundan, o üç gunaların kendisi üzerine olan etkilerini anlamaya başladı.
<39>O kendisinin ruh hali üzerine meditasyon yapmaya başladı.
<40>Fark ettiki bir mutluluk hali ve evrene aidayet hissinden (en azından küçük bir parçasına)
<41>tamamen ayrı ve kendi-merkezli hisseden bir hale geçiyordu.
<42>Fark ettiki, kendini evrene veya en azından bir parçasına ait hissettiğinde mutluluk oluşuyordu
<43>ve yanlız ve ayrı hissettiğinde, büyük bir stres ve mutsuzluk hakim oluyordu.