Bölüm 6
"Ve ben gördüm Kuzu mühürlerden birini açtığında ve ben duydum, o gök gürültüsü sesi gibiydi, dört hayvanlardan biri diyor, Gel ve gör." (Vah. 6:1)
<1>Sadece kuzu bu mühürleri bahsedildiği gibi açabilir. Kuzu o doğrunun ruhudur (Krayst), açılan veya dinler hakkında doğruyu insanlığa açmaya yardım eden.
<2>"Mühürlerden birini açtı": Diğer mühürler ikinci mühür, üçüncü mühür vb. gibi numaralandırılmışlardır. Bu yüzden, bu ilk mühürdür.
<3> En Ulu İşaret'te ilk mühür, yatay konumdaki ve uyandırılmamış ruhani güçleri sembolize eden I-Ching () tarafından temsil edilir.
<4>Bu mühür ruhani güçlerin uyandırılması için olan birçok tekniğe ilişkin olan Uzak Doğu’nun öğretilerini (Mistik Yollar) sembolize eder. Ayrıca bu öğretiler bireysel faaliyetlerle evren arasındaki ilişkinin bir felsefesini verir. Bunlar insanlığa Nuh’un (Noah) selinden sonra verilmiştir. <5>Birçok Mistik Yollar dünyanın her yerinde bu öğretilerden çıktı, Vedalar kitapları bu orijinal bilginin tek yazılı sözleridir. Uzak Doğuda birçok başka disipline idealler bu orijinal öğretilerden evrimleşmiştir, yoga, tantra (sağ-elli), Upanişadlar, vb gibi. Bunların hepsi bir kişinin diğer Mistik Yollar ve dinsel dogmaların daha derin anlamlarını kavramasına yardım eder.
"Ve ben gördüm, ve gördüm beyaz bir at: ve o, onun üstünde oturanın bir yayı vardı; ve bir taç verilmişti ona: ve o ileri gitti fetih ederek ve fetih etmeye." (Vah. 6:2)
<6>"Bir beyaz at" saflık sürecini sembolize eder. Ayrıca beyaz satva guna’nın rengidir. Hakikaten bu orijinal öğretilerin bütün egzersizleri, disiplinleri, diyetleri ve felsefeleri vücudu, akılı ve ruhu saflaştırmaya dayanır.
<7>"O, onun üstünde oturanın bir yayı vardı", bu öğretileri izlemeye çalışan bir savaşçı gibi olur anlamındadır (Bagavad-Gita’daki Arjuna). Yayıyla o tama guna’nın kendi Can’ı üzerindeki etkisiyle savaşa gider ve onu ruhta yoksul ve/veya kayıp yapan o yaratıklarla savaşır. <8>Bu uygulamalar ve felsefeler kişinin zayıflıklarını fetih etmesine, aklını genişletmesine, Yaradan’ın varlığını tecrübe etmesine, ruhani (üçüncü) gözünü açmasına ve Can’ındaki bütün negatif güçlerin üstesinden gelmesine yardımcı olacak kundaliniyi uyandırır.
<9>"Ve bir taç verilmişti ona," çünkü o tama guna’nın kendi Can’ı üzerindeki gücünün üstesinden gelmeye başlar ve Maya’nın üstesinden gelmeye çalışır. O çok büyük olur kendini dış dünyanın çekiminden kopararak ve aşağı doğasının üstesinden gelmek amacı ile ruhani güçlerini uyandırır. Böylece o Can’ının kralı olur ve bir taç alır.
<10>"O ileri gitti fetih ederek ve fetih etmeye." O içindeki ve dışındaki zayıflıkları fetih etmeye başladı. O içindeki ve dışındaki zayıflıkları şahsını saflaştırarak fetih etti. O bir fetihçidir çünkü onun Can’ı uyandırıldı ve çabalamayla şahısın (Can) fetih edilmesi garantilenmiştir (Bagavad-Gita’daki Arjuna gibi).
<11>Ayrıca Uzak Doğunun felsefesi o kadar derin ve aklı cezbecidir ki gerçek arayışçıların Canlarını, akıllarını ve kalplerini fetih eder. <12>Fakat bu öğretiler insanlığın takip etmesi için olan Plan’ın ve Yaradan’ın arzusunun hepsini açığa vurmaz. Bunlar toplumdan soyutlamaya götürebilir. Bu nedenden bu öğretileri mükemmelleştirmek için diğer mühürler gereklidir.
"Ve ikinci mührü açtığında, Ben duydum ikinci hayvan’ın dediğini, Gel ve gör." (Vah. 6:3)
<13>İkinci mühür, Davud’un (David) yıldızı veya Süleyman’ın (Solomon) mührü olan En Ulu İşaret’teki ikinci semboldür ().
"Ve orda bir at daha dışarı gitti kırmızı olan ve güç verilmişti ona, onun üzerinde oturana dünyadan barışı alması için ve onlar birbirlerini öldürmeli ve orda ona büyük bir kılıç verilmişti." (Vah. 6:4)
<14>Kırmızı renk etkinlik, savaş, faaliyeti sembolize eder. Ayrıca bu raja gunanın rengidir. () işareti Dünya Üzerinde Cennetin Hükümdarlığının (KOHOE) sembolüdür. <15>Seçilmiş Olanlara, ki bunlar KOHOE’nin dünyanın üzerine gelmesi için savaşacaklardır, dünyadan barışı alma gücü verilmiştir. Bu güç bir keresinde İbranilere verilmişti ve her zaman Seçilmiş Olanlara verilecektir sonunda Hükümdarlığı dünya üzerine getirmek amacı ile.
<16>"Onlar birbirlerini öldürmeli", Cennetin Hükümdarlığı dünya üzerinde kurulana kadar insanlar aklın darlığında (umursamaz cahillik) kaybolmuş olacaklar ve süreçte birbirlerini öldüreceklerdir anlamındadır. <17>Fakat eğer insanlar tarih boyunca bütün bu şeylerin herkesi barış, ahenk ve mutluluk için tek yolun yanlış egoyu bırakmak ve Yaradan’ın arzu ettiğini takip etmek olduğu anlayış seviyesine getirmek amacı ile olduğunu anlarlarsa, o zaman kan dökme duracaktır.
"Ve o üçüncü mührü açtığında, ben duydum üçüncü hayvanın dediğini, Gel ve gör. Ve ben gördüm ve işte siyah bir at ve onun üstünde oturanın elinde bir çift terazi gözü var." (Vah. 6:5)
<18>Bu seviyede mühür En Ulu İşaret’teki üçüncü mühre denktir, Hıristiyanlığın sembolü olan haç (). Hacın kendisi bir dengenin temsilcisidir eğer her iki yana terazi gözleri eklenirse ().
<19>Siyah at insanın gelişmesinin bu aşamasında şeytanın (yanlış ego, düşük doğa) ölümünü sembolize eder. <20>Ayrıca siyah tama gunanın rengidir. Terazi gözleri eşitliğin sembolüdür. Krayst'ın öğretileri ile ve onun öğretilerinin anlaşılması ile bir kişi, şeytan’ın (ki o Maya’nın çekimidir ve/veya yanlış ego) üstesinden gelebileceği ve bireysel şahısın hepsini Cennetin Hükümdarlığının (dengeler) kurulumu için feda etmeye (hep kendini düşünen olmamak) hazır olabileceği bir noktaya gelmelidir.
"Ven ben duydum bir ses dört hayvanların ortasında diyen, Bir ölçü buğday bir kuruşa ve üç ölçü arpa bir kuruşa ve sen yağ ile şarabı incitmediğini gör." (Vah. 6:6)
<21>O, elinde bir çift terazisi olan, insan ırkında eşitliğin kurulduğundan emin olmak için geldi. Bu yüzden "Bir ölçü buğday bir kuruşa ve üç ölçü arpa bir kuruşa" cümlesi "Kanunların kurulduğundan ve takip edildiğinden ve kimsenin sömürülmediğinden ve herkesin temel ihtiyaçlara sahip olacağından emin ol" anlamındadır.
<22> "Ve sen yağ ile şarabı incitmediğini gör" tabiri, "Hayatın temel ihtiyaçlarından fazlasına sahip olmaya layık olanların incitilmediğinden emin ol" anlamındadır. Her kim topluma daha fazla verirse o daha fazla almalıdır. Ruhani verme, entelektüel vermeye ve entelektüel vermede fiziksel vermeye üstündür. <23>Bunun bir başka anlamı da seçilmiş olanlar (Paravipralar) dünya üzerinde eşitliği kuracaktır. Bunlar kendi içlerinde bir çift terazi gözüne sahip olanlardır. (İçinde Cennetin Hükümdarlığı).
<24>Kısacası, "Herkesin kendi paylarını aldığından, hiç kimseye adaletsizce davranılmadığından emin ol." Bu Krayst’ın havarilerine öğrettiğidir. Onun öğretisinin özü " Cennetin Hükümdarlığını kurmaya Fedakarlıktır." Gerisi sana eklenecektir.
"Ve o dördüncü mührü açtığında, ben duydum dördüncü hayvanın sesinin dediğini, Gel ve gör." (Vah. 6:7)
<25>Dördüncü mühür, En Ulu İşaret’teki () dördüncü semboldür, OM () sembolünün son parçası olan. Bu Muhammed Peygamber tarafından getirilen İslam’ın sembolüdür. Bu mühürle dört atlı bitirilmiştir.
"Ve ben baktım ve gördüm soluk bir at: ve onun üzerinde oturanın adı Ölümdü ve Cehennem onu takip etti. Ve dünyanın dördüncü parçası üzerine güç verilmişti onlara, kılıçla ve açlıkla ve ölümle ve dünyanın hayvanları ile birlikte öldürmek için." (Vah. 6:8)
<26>Soluk at, vahiyde bu aşamada bir denge anlamındadır. Bu bilginin tamamlandığı anlamındadır. Bu ne beyaz ne kırmızı nede siyahtır ama bütün uçlar arasında bir dengedir. Bu nedenden İslamiyet'te materyal dünya ve ruhani dünyanın her ikisi de eşit seviyede önemli olarak düşünülmüştür ve sosyal ilişkiler için birçok kanun konulmuştur.
<27>"Ve onun üzerinde oturanın ismi Ölümdü" onun üzerinde oturan Maya’ya ölümü getirir anlamındadır, çünkü bu aşamada bütün gereksiz materyal özlemlerin üstesinden gelme meskeni olan beşinci çakraya girersin.
<28>" Ve dünyanın dördüncü parçası üzerine güç verilmişti onlara, kılıçla öldürmek için,...." İslamiyet "Kutsal Savaşlar" kavramı ile dünyanın dördüncü parçasını kaplamıştır. <29>Onlar kendilerini savaşın gücü ile "kılıçla" kurdular, onlara verilen. Eğer bu güç onlara verilmemiş olsaydı, onlar bunu yapamazlardı. Her şey O’nun Kutsamasıyla yapılır!
Sıradaki