<1>Kişi evrenselci olduğu anda tüm evrene kendi vücuduymuş gibi bakacaktır. Ondan sonra o evren için aynı Yaradan Rab’in evren hakkında hissettiği gibi hissedebilecektir. <2>Ancak ondan sonra bu evrenin mükemmelliğini görebilir ve içindeki her şeyin arkasındaki gerçekleri anlayabilir. Tama gunanın, Maya’nın çekimi, gücü bile ve olan her şey ona açıkça açığa vurulacaktır. <3>Böylece o bu evrensel ıstırabın ötesinde olacaktır. Bu dünyadaki hiçbir şeyden etkilenmeyecektir. O bir "kalpte saf" olur (Matta 5:8), ve o "Yaradan’ı görmelidir" (Matta 5:8) çünkü kendisi de Yaradan gibi hisseder.
<4>Fakat o henüz Saf Bilinç halinde değildir. Üstesinden gelmesi gereken bir tuzak vardır. <5>Bu aşama bizim beşinci mührümüze denktir (baha-s.gif (97 bytes)), dokuz-kollu yıldız, evrenselciliğin sembolü olan.
<6>Bu aşamadaki tuzak kendinin bu noktaya erişmesi için geçtiği mücadeleyi unutkanlığıdır. Şimdi kişi olan her şeyin arkasındaki sebebi biliyordur. İnsanın, Yaradan'ın yol olduğunu kavrama noktasına erişmesi için sıkıntının bile neden gerekli olduğunu anlar. <7>Bu yüzden o sadece bir gözlemci olabilir ve evrende olanların tadını çıkarabilir. Diğerlerini bu yüksek kavramaya yönlendirmeye çalışmaz, ama bunun yerine bütün bu şeylerin mükemmelliğe doğru kendilerinin doğal yolunu izlemeleri gerektiğini düşünür. Doğal yolun biraz güç uygulama ile hızlandırılabileceğini unutur.
<8>Bu Vah. 3:3’ün kişiye açığa vurmaya çalıştığıdır: "Hatırla bu yüzden sen nasıl aldın ve duydun ve tut ve tövbe et...." Yani bu noktaya gelmek için geçtiğin yolu ve mücadeleyi hatırla ve bu kavramaları nasıl aldığını ve duyduğunu hatırla. <9>Yani, "tut," , "bu hatırlamayı tut ve sadece orada oturup kazanmış olduğunun tadını çıkarmaya çalışma. Böyle olmaya tövbe et ve diğerlerine de bu kavramaya erişmelerine yardım et" anlamındadır. <10>Bu surenin anlatmak istediği "hayatın amacı İlahi ol(maktır) ve ayrıca diğerlerinin de İlahi ol(masına) yardım etmektir."
<11>Beşinci aşamada bu tuzağın üstesinden gelerek, kişi altıncı aşamaya gelecektir. "O üstesinden gelenin, tıpkısı beyaz kıyafet içinde giydirilmeli; ve ben onun ismini karalamayacağım hayatın kitabından dışarı, ama onun ismini Baba’mın önünde itiraf edeceğim ve onun meleklerinin önünde." (Vah. 3:5). Bu başarı ile kişi bir Paravipra ol(acaktır). <12>Bu yüzden bir Paravipra kendinin dinamik karakteriyle ve kendinden gelen doğrunun aydınlığı ile diğerlerinin yüksek bilince erişmesine yardım eden kavramış bir kişidir. Ona beyaz bir elbise (saf karakter) verilecektir ve onun ismi hayatın kitabında sonsuza dek yazılacaktır (o bir Aziz (ermiş) olarak dahil edilecektir). O bir Yaradan’ın oğlu olmanın son aşamasında olacaktır ("...onun ismini Babamın önünde itiraf edeceğim ve onun meleklerinin önünde").
<13>Beşinci aşamadaki tuzağın üstesinden gelerek, kişi altıncı aşamaya girer, En Ulu İşaret’te altıncı mühür ile sembolize edilen (baha-s.gif (97 bytes)). <14>Bu dinamik olarak insanlığı Saf Bilince getirmeye çalışan Paravipraların işaretidir. <15> Paravipranın İşaretinde, yukarı bakan üçgen (3upss15c.gif (899 bytes)) diğerlerine yardım etme amacı ile dışarı uzanmayı sembolize eder ve aşağı bakan üçgen (3dss150c.gif (898 bytes)) adaleti ve ruhani derinliği sembolize eder. Güneş (sun150c.gif (896 bytes)) daha derin ruhani bilginin ve anlayışın yükselmesini sembolize eder ve Lotustika (tosss15c.gif (892 bytes)) bu anlayış sayesinde ruhani zaferin sembolüdür.
<16>Bu insanlar "barış yapıcılar" olarak çağırılanlardır (Matta 5:9), çünkü onlar dünyaya barış ve ahenk getirmeye çalışırlar. "Onlar Yaradan’ın çocukları olarak çağırılmalıdırlar" (Matta 5:9). Onlar Saf Bilinç haline gireceklerdir.
Sıradaki